top of page

SÖYLEYECEK SÖZ BULAMIYORUM!

  • Yazarın fotoğrafı: Abdullah Yılmaz
    Abdullah Yılmaz
  • 15 Kas 2024
  • 2 dakikada okunur

Bir tek. Bir tek dedim değil mi? Bir tek. Yeryüzünde bir tek insan diye adlandırılan canlı yaşamıyor. Yeryüzünde binlerce canlı yaşıyor. Ama sadece ve sadece ağıtlar, türküler, bayatılar, şiirler, destanlar, öyküler tiyatrolar ve sinemaları yani sanatın tüm alanlarında ne varsa topyekün insan türünün hizmetine sunuyorlar, yani sunmuşlar. Ne acı değil mi? Hem de çok acı. İnsan kadar her şeye duyarlı olan, insandan daha çok sezgili ve dürüst olan, insan kadar barbar olmayan, hain ve cani olmayan hiçbir canlı yürü için insan için yakılan ağıtların milyonda birisi yakılmıyor.

Oturup kalkıyoruz insanın sonu ne olacak. İnsan sömürülüyor. Yahu sanki insanı eşekler, atlar ya da develer gelip sömürüyor. Siz sizi sömürüyorsunuz ve kime dert yanıyorsunuz. Sizi sömüren sizin kanınızdan, canınızdan ve sizin dediklerinizi anlayan akrabalarınız. Aynı türün mensubusunuz.

Sanki diyorsun insanları sömüren başka gezegenlerden gelmiş, bunların her bir şeyini işgal etmiş, zavallıları sömürüp duruyor ve bunların da elinden bir şey gelmiyor.

Sizi sömürenlere oy veren, askere giden, fabrikalarında çalışan, onların silahlarını alıp onlara bekçilik yapan sizlersiniz. Daha bu kadar acıklı türküler ya da şiirler yakacaksınız? Niye?

Onların yaptığı kanunlara itaat eden, harfiyen yerinen getiren, hatta sizi sömürenlerin kanunlarını uygulamak için kendiniz gibi aptal zavallıları falakaya yatıran da sizlersiniz.

Başlarını bir çuvala sokmuşlar, tutturmuşlar; Adalet, Özgürlük ve Eşitlik.

Ne utanmazca ve ahmakca bir istek değil mi? Adalet, özgürlük ve eşitlik...

Bu üç şeyi istemek kadar aptalca bir şey var mı? Yoktur.

Sen, yani insan denen canlı, senden duyarlı canlıların yaşamını yok sayarak kalkıp adalet, özgürlük ve eşitlik istiyorsun değil mi? İstiyorsun. Ve ya istiyoruz. Ahmaklık yapıyoruz. Önce aynaya bakmamız lazımmış da bu aynaya bakmayı ben çok geç öğrendim. Keşke çok erken öğrenebilseydim. Miting alanlarında, sendikalarda, fabrikalarda, barikatlarda, mahallelerde, vardiya değiştirmelerindeki o çabalarımı o işler, yani insanlar için değil de, duvarın dibinde yatan sahipsiz köpek için harcasaymışım.

İnsan, evinde oturduğu gibi durmuyor, kalkıp Kanada’yı işgale gidiyor. Yani Fransa, ama İngilizler boş durur mu? Durmaz. Başlıyorlar savaşmaya. Savaşları yapan, savaşlarda ölen ahmaklar kim? Biz. Ben, Fransa’da ya da İngiltere’de evimde oturduğum halde neden kalkıp gidip Kanada’da ya daGuadeloupe veya Martinik’de bir taraftan orada yaşayanları öldüreyim, diğer taraftan da İngiltere’den gelenleri öldürüp orayı işgal edip efendilerime sunayım.

İşte sana İnsan. Bu da yetmezmiş gibi dünyanın dört bir yanına yayıl Allah yayıl. Her önüne geleni kendine sömürge yap. Neden? Sanki hiç ölmeyecekmiş gibi.

Bütün insanlar, kurdukları devletlerinin esiri olarak başta kendi türü olmak üzere tüm türlere zulmedip, sonra da yalnzvca kendi türüne ağıtlar yakan, türküler yazan, tiyatro eserleri, yaratan, sinema filmleri çekip ödüller kazanan aptallar topluluğuyuz değil mi? Bence evet.

İşin bir garip yanı da, kendi türü başta olmak üzere tüm türlere zulmedip ama başka türleri görmezden gelen bir hisse sahiptir. Bu bir histir. Neden? Çünkü kendi türüne yaptığı zulmü sonradan çok iyi anlayan ama, başka türlere yaptığı zulmü ve katliamı görüp anlamayan bir türdür insan evladı. Başka türlerin acılarından veya katliamlarında hiçbir zaman söz eden romanlar yazmayan, tiyatrolar oynamayan, filmler çekmeyen, sergiler açmayan, ağıtlar ve türküler yakmayan insan evladı, kendisi için yapılan zulmü gene hem kendisi yapıp, ardından utanmadan da kendisi için ağıt yakıyor.

Öldürdün öldürdün neden ağıt yakıyorsun. Ağıt yakıp acılı türküler söyleyeceksen o zaman neden öldürüyorsun? Başka canlılara neden ağıtlar yakıp türküler söylemiyorsun. Onların gözyaşlarını ve çığlıklarını görüp ağıt yakmamak, duyarlı olmamak nasıl bir duygudur anlamıyorum. Özellikle adalet, eşitlik ve özgürlük naraları atıp bu çığlıkları anlamayanları anlamaya çalışıyorum ama çok da utanıyorum.

Abdulla

 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
YÜRÜYEN MEZARLIKLAR!

Yürüyen mezarlıklar denince ilk akla gelen insan cesedi oluyor. Ceset, mezarlıkta olması gereken bir şeydir. Çünkü insan denen bu...

 
 
GEZİ RUHU...

Sosyalistlerin içinden çok sayıda molla çıkmasaydı ve örgütler devlet denetimine girmeselerdi tam da GEZİ havası var bugün memlekette. Bu...

 
 
bottom of page