TÜRCÜ KİŞİDEN AYDIN OLMAZ! OLSA OLSA BİR KAN EMİCİ OLUR
- Abdullah Yılmaz
- 1 Kas 2024
- 2 dakikada okunur
Vejeteryanlığı, emperyalizmin yeni dizaynı, ya da solu hizaya getirmek için bir oyun olduğunu söyleyen aklı kıt cahil cühela takımı bu söyledikleriyle yetinmezmiş gibi bir de kalkmış kendilerini bu toplumun aydını olarak lanse ediyorlar.
Henüz aydın kişi nasıl bir kişidir, aydın denince akla ne tür bir şahıs gilir-i anlayacak algıya sahip olamayanlar aslında emperyalizmin değirmenine su taşıyan kanal görevi yapıyorlar ve bunun bilincinde değiller.
Emek harcanmadan doğadan evcilleştirilen bedava hayvanların nasıl metaya dönüştüğünü ve bu gelirin emperyalistlerin göbeklerini şişirdiğinin ayırtında olamayan kişiler evrimi nereden anlayacaklar ki. Hani bir söz var ya at gözlüğünden bakmak. Veganizmi ya da vejeteryanlığı emperyalizmin oyunu diye ağzına alan cahil kesim özünde emperyalistlerin papağanlığını yaptıklarını anlayamayacak kadar yeteneksizler.
Ağızlarından düşürmedikleri diyalektik ve tarihi materyalizmin ruhunu bile bilmeyen, onu kendi egoları için mekanikleştiren şahısların aydın yaftasını taşımaları gelecek nesiller için bir utanç vesilesi olacaktır. Torunları bu kişilere, toplumun en karanlık beyinlerini taşıdıklarını ve evrimin yasalarının işleyişinin, topluma aktarılmasının önünde engel teşkil ettiklerini söyleyip, yazıp çizeceklerdir.
Birbuçuk milyon yıllık beslenme ve gelenekselleşen, hatta dinselleşen bir kültürü ellerinin tersiye bir kıyıya iten, özüne dönmek için can atan veganlara, emperyalizmin bir oynudur, solu dizayn etmek için burjuvazi tarafından yürütülen bir olaydır gibi bakanların ve suçlayarak saldıranlar aslında birer doğa, emek ve halk düşmanı olduklarını anlamalarını sağlamak için bir makenizma yoktur ki açıp gösteresin. Film seyreder gibi doğa, emek ve halk düşmanlığını seyredip dursunlar. Kahramanının da kendisi olduğunu görsün. Maalesef bu tür bir düzenek kurmaya kadar gelecek durumda değiliz. Ama ağır ağır da olsa evreni, dünyayı ve üzerinde yaşayan canlıların bir bütününü anlayan ve onu yaşama geçirip doğa yasalarını savunan veganların artışta oldukları görülüyor.
Bir tek tür ya da cins için mücadele etmek, tecavüzü, işkenceyi, sömürüyü hayata geçirmek, yaşam hakkını ortadan kaldırmak; yani kan emici diktatörlüğü inşa etmekten başka bir şey değildir.
İnsanın emek sömürüsünden başka hayalleri ve algısızlık yetenekleri olan kişiler aslında kanlı bir diktatörlüğün inşaasının da devamına hizmet ettiklerini bir bilselerdi keşke. Yani diyeceğim o ki; Yalnızca insan emeğinin sömürülmesinin karşısında durup, başka da bir amaçları olmayanlar özünde birer kanlı diktatörlük düzeninin de devam etmesine hizmet etmektedirler. O diktatörlüğün en aslı unsurlarından biridirler.
Yalnızca insan emeğini savunanlar, insan emeğini bir dine ibadet eder gibi görenler, sömürülen insanı tanrılaştıranlar, doğanın ve evrenin karşısında cılız birer cırtlak sesten başka şey değiller. O tanrılaştırdıkları sömürülen insan vegan değilse bir Nazi celladıdır. Hatta doğa, emek ve sömürü karşısında bir Nazi cellâdından farksızlar. Hatta Nazi cellatlarından bir kademe daha ileridedirler, onlardan daha zalimler. Nazi cellatları öldürdükleri canlıları yemezlerdi. Ama siz öldürdüğünüz canlıların cesetlerini yiyorsunuz. Nazi cellatları sizlerden bir kademe merhametliler.